TELVE Mayis 2013
Kanada’ya ilk gelişim bir haftalık bir tatil içindi… Az
Toronto üstü Montreal, Quebec City gezmiştim…
Taaa o günden beri Erdem’in başının etini yiyip
duruyordum “1000 Islands” diye…
Sonunda Rabbim
sesimi duydu da Türk Milli Voleybol Takımı’nı
hazırlık maçı için Kingston’a gönderdi :))))
E milli
takım gelmiş, hazır takvimler de 19 Mayıs’ı
gösterirken biz de Gençlik ve Spor Bayramı’mızı
adına yaraşır bir aktiviteyle kutlayalım; de mi
ama :) Oraya kadar gitmişken Gananoque’a da
gidiveririz canıııımm :)
1000 Islands’ı gezdik…
2,5 saatte binini birden
gezmedik tabii, hoş 1000 tane var mıdır? Orası da
muallak :)
İrili ufaklı, ben diyeyim kaya parçası, siz deyin kara
parçasının üzerine duruma göre kimi şato
kondurmuş kimi gecekondu… Manzarayı görünce
aaayyy... şuna baakk ne romantiiiikk…. Ayyy ne
şiriiinn… oooo… ne hikaye, masal gibiii… diye nidalar
atıyosunuz daaa iş oralarda yaşamaya gelse siz ne
dersiniz bilmem ama ben almıyiim…!
Zaten bu Kuzey Amerika ellerinde insana hasret
kalmışım… Sokaklarda bir hayat belirtisi görünce
çığlık atıyorum… Bi de öyle ıssız ada…
İstemeeeem…
Fakat bunun yanında Kingston ve Gananoque’a
hayran kaldım…
Bi kere dükkanlar açık mı, kapalı mı
merak etmiyosunuz… Sokaklarda insanlar yürüyo…
Yani sadece spor olsun diye koşanların dışında
sallana sallana yürüyen, dondurmasını yiyen, parkta
banka oturmuş sohbet eden insanlar var
sokaklarda… Kimi cafelerin, restoranların
bahçelerinde, kimi evinin önüne masayı, mangalı
atmış keyifte…
Hayat var özetle…
Ohh be kardeşim…! Napiiim ben masal
kahramanlarını, bana insan lazım… Konuşsun,
gülsün, ağlasın, kahkaha atsın… Etrafımızda hayat
olsun, hareket olsun… Sevdiceğinizin elleri
ellerinizden, eşin dostun sesi kulaklarınızdan eksik
olmasın…
Kingston’a gittik nerde ne yiycez derseniz, o işlere
ben değil Varol bakıyo gerçi ama yine de bir iki ufak
ipucu verebilirim… Biz İrish Pub olduğuna kapılıp Tir
Nan Og’a oturduk; fakat aklımız Fish&Chips’ci The
Pilot House’da; Jack Astor’s’ın muhteşem terası ve
Lone Star’ın göle sıfır bahçesinde kaldı…
Bi de ev
yapımı dondurma yiyemedik… Bi daha gidicez
mecbur… :)))
Gananoque’da da Varol’un sözünü dinleyerek
Gananoque Inn’de clam chowder içip, Montreal
smoked meat sandviç yedik…
Ne de iyi ettik…
Fakat kahve için başka bir önerim var: Socialist Pig
Coffeehouse… Bu da benden ufak bir kopya size :)
Bi kere herşeyden önce bina taş… Öyle 3 ahşap 2
alçıpandan değil film seti gibi… Daha önce söylemiş
miydim, kendimi filmde gibi hissediyorum diye…
Ben herkes İngilizce konuşuyo diye sanıyodum
şimdi farkediyorum, binalardan dolayı da
olabilir :))))
Taş bina görünce heyecanlanıveriyorum
işte… Dekorasyonu, tabağı çanağı ve menüsü pek bi
stil sahibi… İlla ki bi kahve için derim…
E şimdi biz 1000 Islands’ı gezdik deeee, bi de
bunun 10 bin’i varmış :))) hemen hedefler arasına
kattım :)
Aaa… Maç mı nooldu?
50 kişi civarındaki Türk taraftarının çılgın
tezahüratına dayanamayan millilerimiz, muhteşem
bir maç izlettiler bize…
3-2 Türkiye kazandı maçı…
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor
Bayramı’mızı hakkıyla kutladık…
Son derece zevkli ve bir o kadar da heyecanlı bir
maç oldu…
E zaten Kanada Milli Takımı da bize
yabancı değil… Hocaları Glenn Hoag İzmir’de
Arkas’ın antrenörü; oyunculardan da 3’ü Arkas’taydı
son iki sezondur. Bu sene de Schmitt gidiyor…
İki milli takıma da katılacakları Avrupa ve Dünya
Şampiyonalarında başarılar dilerkeeeen 7-8 ve 14-
15 Haziran’da Mississauga Hershey Center’da
oynanacak olan Dünya Ligi maçlarına biz
biletlerimizi aldık, sonra demedi demeyin…
EED
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder