Telve April 2013
Merak ediyosunuz de mi? Luca orda
mıydı acaba diye…
Yoktu…
Soramadım…
Başka çocuklar vardı, bu sefer…
Ben geçen seneye göre daha
rahattım… Ama fazla güven de insanın başına dert açıyor işte… En azılı müşteri
bana düşmesin mi J))
bir ana-kız…
Sanırsınız ertesi gün kızın çeyzine
kilim dokumaya başlayacaklar… Allahım o ne meraktır…
İyi de ben gariban bi gönüllüyüm…
23 Nisan’ daaaaaan 23 Nisan’ a bi alttan bi üstten kilim dokur gibi yapıyorum
sadece…
Kadın bi taraftan, kızı diğer taraftan
sordukça elim dilime dolanmış ben çat pat cevaplamaya çalışırken bir de üstüne yanlış
başlamışım… Farkettim farketmesine de rezil olduk bi kere… Neyse şimdilerde
işim kolay “sorry, I am new” deyip kıvırıveriyorum J)) Şimdi de renk değişecek,
ipin kalınlığı diğerinden farklı, problem olmaz mı diyor anne J))
Yaaa şekerim… Yünlerle kilim dokuyoruz, abartma istersen…

Dedim size çeyzine kilim dokuyacak
bu kız J))
çok tatlı… “El işlerinde iyiyimdir” diyor bi de şeker şeker… Meğer gerçekten
şekermiş… Başka bir anne soruyor nesi var diye, diabetik olduğunu o ara
duyuyorum… Zira biliyosunuz bize yasak öyle sorular sormak… Ama bu sene
fotoğrafa izin var…
Geçen seneki gibi etkinliğe
katılmak isteyen fakat odasından çıkamayan bir çocuğun yanına bu sene Sevda
koşuyor… Fakat yavrucak kendisini çok yorgun hissettiği için geri dönmek
zorunda kalıyor…
Bir çocuk daha var tanışamadığımız…
Ameliyata almasalardı gelecekti… Fakat o kadar merak etmiş ki nasıl dokunduğunu
yazılı bırakmamızı istemiş kuzum benim…
Şebnem minicik bir kızla birlikte…
Hata yapıveriyor ufaklık… Ne var ki?! Ama öyle değil işte… Üzüm üzüm üzülüyor
ve odasında devam etmeye karar veriyor…
Bir cılız bir de tosun 2 oğlumuz
var… İkisi de pek hevesliler… Bu sene gelen çocukların, miniş kızımız hariç, hepsi
etkinliğin sonuna kadar kaldılar… Hatta desen yapmak istediler…
İş büyüdü anlayacağınız…
Esra bir ara oradaki görevli bir
hanıma da anlattı yanılmıyorsam, çocuklar takılırsa yardımcı olsun diye… Müge
ve Aylin ise hobi olarak devam etme niyetindeler J))
Annelere de tezgahlara desen çizmeyi
ve renk değiştirmeyi tarif ediyoruz; belki çocuklar baş harflerini falan
yaparlar… Ama tosunun baş harfle yetineceği yok… “Bi dakka, gidip desen
getireceğim” diye gitti… Bi de geldi ki J)) deseni görünce Evnurum örtmenim şöyle bi yutkundu.
Şimdi olmaz dese üzülecek bu yavrucak… E ama kilimin üstüne de “Ra’nın gözü”nü
nasıl dokuyacaksın J))
En sonunda düz dokuma yapıp, üzerine birlikte çizmeye karar verdiler… Bizim 23 Nisan
kilim dokuma işi bir günle sınırlı kalmayacak, arada gidip yarım işleri tamamlayacağız…
Çocuklarla birlikte anneler de çok
ilgilendiler… Çocuklar annelerinden hızlı öğrendi, hatta bizi de solladılar J))
Şen şakrak bir gün geçirdik… Yine bir tek anne vardı, çocuğu yatakta kendisi
oyalanacak birşeyler arıyor… Tezgahı ona bırakacağımızı duyunca çok sevindi…
Sabah Special Olympics, öğleden
sonra Sick Kids… İkisini birden kaldıramam diye düşünüyordum…
Ama öyle olmadı ya…
Bu sefer ne anladım biliyo musunuz?
Bu etkinlikler onları mutlu ettiği
kadar aslında belki de daha çok bizi mutlu ediyor… Kendini şöyle bi hafiflemiş,
rahatlamış hissediyor insan… Sanki gereksiz yüklerden kurtulmuş gibi… Daha bir
içten gülümsüyor; daha bir huzur buluyor…
Varol’un bu fotoğrafın altına
yazdığı gibi : “Keep smiling and let them smile”
EED