21 Mart 2012 Çarşamba

Oooo… Son yazıdan bu yana çok şey halloldu bizim buralarda…

Önce gelinlik peşine düştüm… Buradaki kızlarla yaptığımız bir mağaza ziyaretinde halledeceğimi sanırken epeyce uzun bir zaman aldı bu iş… Erdem de dahil oldu J hatta sanırım gelinlik alışverişine giden ilk damat olarak da kayıtlara geçme şansı var… O dükkan senin bu dükkan benim dolaşıp, hatta bir mağazanın sezon sonu indirimine gidip ki bunu görmeniz lazım… bir otelin 3 balo salonunu birleştirmişler… yer gök gelinlik ve kadın doluydu J))))
Tabii ki orada da bişey bulamayıp, tam umudu kestiğimiz anda ve adresi yüzünden pek de umutsuz gittiğimiz bir dükkanda ikimiz de “işte bu!” dedik… sonra bulduğumuz model kesmedi bizi… yani şık bir elbiseydi bulduğumuz; çünkü uzun ve pofuduk gelinlikleri kullanmak ayrı beceri istiyordu ki bu da bende yoktu… her denediğim gelinliğin eteğine dolandım J))) bu kısa olan o yüzden tam bana göreydi… ama acaba biraz daha gelinlik havası katabilir miydik? Harika bir satış danışmanı ve terzi sayesinde bi de kuyruk ekledik… üstelik de törenden sonra çıkar at cinsinden ;)

Bu arada dua ediyorum… Yarabbim şuraya bi kar yağsa! Hani ben Kanada’ ya gelip kardan bıkıcaktım? İzmir’ de bile kardan bıktılar, biz burda üzerimize pudra şekeri serpilmiş gibiyiz… Nerdeyse ilk gün gördüğüm mm mertebesindeki kar için benim gibi çığlık atacak hale geldi bütün Kanadalılar…

Gelinlik hallolduktan sonra sıra ayakkabı, çanta ve saç-başa geldi tabii…

Ayakkabıları ve çantayı 7 saatlik bir alışveriş merkezi turunun sonunda Esin ve Yasemin’ le de mailleşerek aldım J)

Şimdi gülerek yazıyorum ama o günlerde biraz buruktu içim… Kız arkadaşlar başka biliyo musunuz? Nasıl açıklayayım ki?? Başka işte… Hep İpek olsaydı, Aylin olsaydı, Gülden olsaydı, Gözde olsaydı, Feryal, Evşen olsaydı, Aslı olsaydı… her şeyi ne de zevkli ne de çabuk hallederdik diye düşündüm… olsaydı da olsaydı… E kız kıza edilecek muhabbetler, yapılacak yorumlar, dedikodular vardı… J) Teknoloji sayesinde biraz da olsa paylaştık ama o heyecanı anında paylaşmak, bakışlarla anlaşmak başka tabii ;)

Bu arada ben araba kullanıyorum ama yakında Türk ehliyetimle kullanma iznim bitecek ve Kanada ehliyeti almak zorundayım… Yazılı sınava gireyim, direksiyonu da sonra hallederiz diye düşündük… Ay o da başka bir macera J)))

Neyse… nerde kalmıştık?

Kardeşim de geldikten sonra saç aksesuarını ve el çiçeğini de kolayca hallediverdik J) Canım kardeşim, o kadar özlemişim ki…

Tören yerini ve şeklini daha önceden kararlaştırmış ve organize etmiştik…

Burada nikah memurları belediyeye bağlı değilmiş… Özel çalışıyorlar ve kendin bulup anlaşıyorsun, istediğin yere gelip töreni yapıyorlar… Erdem’i sürüklediğim bir “Bridal Show”da tesadüfen bulduğumuz Alman asıllı papaz Paul kıyacak bizim nikahı… Aslında bi de kilise ayarlayacaktık ama yetiştiremedik J)

Şimdi tek eksiğimiz kar…

Düğün günü geldi çattı… Sabah bi uyandık, her taraf bembeyaz J Bu sene doğru düzgün bir tek gün kar yağdı buraya o da 11 Şubat… Yaşasın karda gelin fotoğrafım olacak J


Oldu da bitti bile… Evlendik J

Türkiye’ den gelen annem, kız kardeşim ve Can’ ikoyu da uğurladıktan sonra kaldım mı kuş gibi… İşte şimdi zamanıdır fonda “yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar, aşrı aşrı memlekete kız vermesinler” türküsünün…
Gözlerdeki damlaları sildiysek buradaki maceralara devam edelim ;)

Elvan Eryöner Denizkuşu :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder